Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
BİR ÖZGÜRLÜKTÜR GİDİYOR: İnsan düşündüğü kadar mı özgür yoksa sınırları kadar mı düşünüyor? Aslında bu çok uzun bir tartışma konusu olmuştur.İşte bugün bu tartışmayı sonlandıracagız.Evet beraber,sen ve ben.Düşünmenin zirvesi yoktur çıktıkça çıkarsın.Düşüncelerini genişletmenin de sınırı yoktur.Aştıkça aşarsın kafanın içindeki tezekten dağları,geniş ve yeşil bir ovaya ulaşmak için.Ben böyle kolay kolay yazıyorum'aştıkça aşarsın' hiç böyle kolay değil.Aslında bize kolay değil.Sana,bana hep basit düşünmek öğretildi.Örneğin:Aklımızdan bir sayı tutuyoruz.Basittir aslında tutmak,öyle değilmi ama biz daha da basitleştiriyoruz'' 1 ile 10 arasında tut''.İşte işin özü bu aslında biz kısıtlıyoruz kendimizi,buna da bir kılıf uydurmuşuz'basitlik'.Oysaki bu karmaşık hayatın şifrelerinin basit bir düşünce(araç) ile çözemezsiniz. Sınırımızı he...
SESSİZ KAHRAMAN Kelebegin kozasında bıraktığı acı misali;yalnız ve ümitsiz hissediyordu.Hızlı adımlarla sınıfın kapısından koşar adım uzaklaştı. Sanki arkadaşlarından kaçıyormuş gibi sahi hiç arkadaşı varmıydı ...'Zamanla ışıkta yaşamayı ögrendim ,karanlıgı gördüm korktum .'diyor şaair. Peki gerçekten ışıkla yaşayabilmeyi ögrenebilmişmiydi onca kaygıya,strese,ışıgın içindeki amaçsız rekabete alışabilmişmiydi.Diye düşünüp duruyordu sınıfın sessiz çocuğu. Kafasında bunca soru varken gördüğü herkese güler yüzle selam verip geçiyordu.Güler yüz onun muydu yoksa o da mı SAHTE ... Ahmet her ders en arka sıraya geçer ,dersleri dinler,hiç kimse ile konuşmadan eve dönerdi.Sınıftakiler ne kadar aralarına almaya çalışsalarda Ahmet bile isteye isteye onlara katılmazdı. Katıldığı tek ders Fiziktir.Fizikle ilgili Bilmediğği hiçbir konu yoktur neredeyse.Yine sıradan güneşin batımına denk gelen bir okul çıkşı, Ahmet herzamankinden daha farklı;ar...
                                                                 İŞTE BU YER                                                                                             Öncelikle kalemizin gögüsünde yazan,Kahramanmaraş' ın kahramanlıgına değinen dörtlükle başlayalım;                                         '' MARAŞLIM    Bir hamaset destanı nakşedildi barına,    Yurdumun Arslanları öldü iman uğruna,    Ruhlarda bayraklaşan Allah için savaştır...
                                                            3 KARDEŞ  Zeftun,kapıyı hızlı bir şekilde kapatarak. Kendini o gün son ısıtma hakkını kulanan güneşin  ısıttıgı,hafif duman kokulu mahalleye attı.Bir topun ardından ,umut kovalayan martıların gökyüzünde kanat çırpınışlarını hattırlattı Zeftuna.Belkide umut; kovalanan degilde beklenilen bir olguysa.Bunu ne Zeftun ögrenecek ne de biz..    Baba bir hışımla, gökyüzünde masumca kanat çırpan Özgürlük Savaşçılarının arasına dalması ile Zeftunu kulagından tutup eve getirmesi bir oldu.Evde herzaman yemeği Dilek(zeftunun ablası) yapardı çünkü anne Zeftun un kardeşi (Kays)'ı dünyaya getirirken bu yük ağır gelmiş ve Kays dogduktan saniyeler sonra oracıkta ölüvermiş.Baba mahalledeki diger babalardan farklı;eve geç gelir,işte çalışmaz,haftada bir gittigi kilise temizliginde ...