SESSİZ KAHRAMAN
Kelebegin kozasında bıraktığı acı misali;yalnız ve ümitsiz hissediyordu.Hızlı adımlarla sınıfın kapısından koşar adım uzaklaştı.
Sanki arkadaşlarından kaçıyormuş gibi sahi hiç arkadaşı varmıydı ...'Zamanla ışıkta yaşamayı ögrendim ,karanlıgı gördüm korktum .'diyor şaair.
Peki gerçekten ışıkla yaşayabilmeyi ögrenebilmişmiydi onca kaygıya,strese,ışıgın içindeki amaçsız rekabete alışabilmişmiydi.Diye düşünüp duruyordu sınıfın sessiz çocuğu.
Kafasında bunca soru varken gördüğü herkese güler yüzle selam verip geçiyordu.Güler yüz onun muydu yoksa o da mı SAHTE ...
Ahmet her ders en arka sıraya geçer ,dersleri dinler,hiç kimse ile konuşmadan eve dönerdi.Sınıftakiler ne kadar aralarına almaya çalışsalarda Ahmet bile isteye isteye onlara katılmazdı.
Katıldığı tek ders Fiziktir.Fizikle ilgili Bilmediğği hiçbir konu yoktur neredeyse.Yine sıradan güneşin batımına denk gelen bir okul çıkşı,
Ahmet herzamankinden daha farklı;arkadaşları ile vedalaşmaya başladı.Herkes ilk başta şaşırdı,sorular sormaya başladılar ama Ahmet 'ten cevap gelmez.
Ertesi gün olur Ahmet'in okula gelmediğini anlayan arkadaşları müdüre Hanımın odasına girerler.Odadan tam 15 dakika sonra hayretler içinde çıkarlar.
Aslında Ahmet İsviçre'deki Cern aaraştırma merkezine daha önceden mail atmış ve projesini anlatmış .Bunu duyan Cern'deki yetkililer Ahmet ile hemen iletişime geçerek İsviçre'de
okumasını talep etmişler.Aslında müdüre hanımın haberi varmış ama Ahmet sınıf arkadaşlarına süpriz yapacagını ve müdüre hanımın onlara birşey söylememesini
tembihlemiş.Aradan yıllar geçiyor vefalı Ahmet belkide hiç konuşmadıgı o eski sınıf arkadaşları ile irtibata geçiyor ve şuanda Cern 'de yapılan en önemli projenin
başında Ahmet ve sınıf arkadaşları çalışıyor.Ahmet sonunda 'ışıkta yaşamanın' asıl amacının birşeyleri değiştirebilme inancının olması gerektiği kanısına varmış...
(bu olay tamamen hayal ürünüdür)
BİR ÖZGÜRLÜKTÜR GİDİYOR: İnsan düşündüğü kadar mı özgür yoksa sınırları kadar mı düşünüyor? Aslında bu çok uzun bir tartışma konusu olmuştur.İşte bugün bu tartışmayı sonlandıracagız.Evet beraber,sen ve ben.Düşünmenin zirvesi yoktur çıktıkça çıkarsın.Düşüncelerini genişletmenin de sınırı yoktur.Aştıkça aşarsın kafanın içindeki tezekten dağları,geniş ve yeşil bir ovaya ulaşmak için.Ben böyle kolay kolay yazıyorum'aştıkça aşarsın' hiç böyle kolay değil.Aslında bize kolay değil.Sana,bana hep basit düşünmek öğretildi.Örneğin:Aklımızdan bir sayı tutuyoruz.Basittir aslında tutmak,öyle değilmi ama biz daha da basitleştiriyoruz'' 1 ile 10 arasında tut''.İşte işin özü bu aslında biz kısıtlıyoruz kendimizi,buna da bir kılıf uydurmuşuz'basitlik'.Oysaki bu karmaşık hayatın şifrelerinin basit bir düşünce(araç) ile çözemezsiniz. Sınırımızı he...
Yorumlar
Yorum Gönder